1988 zannedersem. Henüz cep telefonu, mepeüç ve internet yoklar. Meşrutiyetin ilanından az sonra yani :P Youtube diye bir aparat da henüz icad olunmamış iken, iki satır metal izleyebilmek için TRT'de "Dönence" programına mahkumuz. Gel gör ki, biz İzmirlilerin bir alternatifi daha var. Ege'nin karşı yakasından karlı parazitlide olsa çeken Yunan televizyonundaki metal programı "Metal Mania". TRT'de klipleri olmayan pek çok yeraltı deviyle onun kapsamında memnun ve de müşerref olduk. Kreator da 'Betrayer' klibiyle bodoslama bir giriş yaptı hayatımıza bu program sayesinde. Metallica'ya, Anthrax'a aşinaydık, thrash nedir bilmez değildik ama bu bambaşka bir şeydi yahu. Nesinin başka olduğunu ifade edecek kadar bilgimiz görgümüz yoktu o zaman ama metalci kafamızı yeraltına uzatmamızı sağlayan ilk isimlerden biri Kreator oldu. Daha umarsız, daha sert ve daha vahşi bir dünyanın kapılarını araladı bize. VHS video gibi bir diğer neolitik çağ aletle bandı ileri geri sararak az eziyet etmedik "bitreyıaaaaa" diye anırarak eşlik ederken. Bırakın mp3'ü, orjinal CD'ye hasret olduğumuz o günlerde halen en iyi Kreator albümlerinden biri olduğuna inandığım "Extreme Aggression" ne çekme kasetler eskitti emektar teyplerde. Her neyse, yazı tarihi roman tadına geçmeden takvimlerimizi ileri alalım biraz. BİR DİĞER ZAMANLAR ALMANYA Aradan geçen yıllarda Kreator diskografisini "Coma Of Souls" gibi thrash klasikleri, "Renewal" gibi deneysel çalışmalar ve "Cause For Confilict" gibi olmasa da olurdu işlerle çeşitlendirirken zaman zaman yeni hayranlar kazandılar kimi sefer ise olanları da kaçırdılar. Ancak Alman metalinin en yaratıcı ve geriye dönüp işlerine bakıldığında başı en dik ismi Kreator'dur desem herhalde en fanatikleriniz bile bana Doro, Sodom, Scorpions, Destruction falan demeye kalkmaz. Kalkarsa da buradan duyulmuyor zaten, siz konuşun öyle :P Dikkat sürü çıkabilir! "Hordes..." albümünün en ilginç tarafı herhalde canlı kaydedilmiş olması. Cesur, ancak işe yaramış bir karar. Mille de bu tercihlerini "Grubun sahnede yarattığı hissi stüdyoda yakalamak istedik." diye açıklıyor. Albüme adını veren şarkı da daha önceleri Rammstein, OOMPH! gibi isimlerle çalışmış olan yönetmen Jörn Heitmann tarafından çekilmiş bir klip ile 12 Ocak'tan beri ekranlarda yayınlanıyor. Kreator'un resmi sitesindeki bir kaç görselden yola çıkarak henüz izlemeden söyleyebilirim ki "300" filminden etkilenilmiş klibe epey bir masraf edilmiş olduğu her halinden belli. Zaten muhtemelen bu satırları okuyana kadar izlemişsinizdir. Metal gruplarının klip çekmesini günümüzde faydasız bulan sanatçılar olsa da, internet sayesinde bence eskisinden daha fazla etkisi var. Mille de böyle düşünüyor: "Bence klipler bir şarkının sözlerine görsellik katmak için çok önemli bir araç." Kliple ilgili görüşlerini de sitede şöyle ifade etmiş: "Biraz klişe tabii, kılıçlar ve büyü, Barbar Conan ve 300 gibi bir şey ama oldukça vahşi ve bence eğlenceli. Yönetmeni gerçekten beğeniyorum ve iyi bir iş çıkardığını düşünüyorum. Bizim işimiz kolaydı; çünkü tüm gün savaş sahnelerinin çekilmesini bekledik ve bizim çekimimiz sadece iki saat sürdü ama onunki zordu."
Sadece albümün kapağına bakarak dahi grubun günümüzde halen süregelen "kutsal" savaşlardan duyduğu rahatsızlığı hissetmek mümkün. Kreator gerçeklerden kaçışın baştacı edildiği şu zamanlarda halen sosyal içerikli ve politik sözler yazmayı sürdürüyor. Anti-politik demek daha doğru belki de. Politika deyince Mille'nin tepesinin tası atıyor çünkü. O kadar ki, fikirlerini ancak müzikle doğru ifade edebildiğine inandığından röportajlarda bu konuları konuşmakta zorlandığını söylüyor. Gösterdiği tavrın ardındaki motivasyonu sorduğumda ise "Sadece sağduyu" diyor; "Her zaman aklından ne geçiyorsa onu söylemişimdir." Bu ayki dosya konumuzda da işlediğimiz üzere, thrash metal her zaman yaşadığımız dünyada olan bitenle ilgili bir tarz oldu. Bugün onların izinden gidenler de genelde bu geleneği sürdürüyorlar. Mille genç gruplardan Brezilya'dan Violator ve Yunanistan'dan Suicidal Angels'ı beğendiği örnekler arasında sayıyor. BAŞARILI ALBÜM SONRASI SORUNSALI "Enemy Of God" albümünün turnesi yıllar sürdü. Bir sonraki albüm de çıkmışken şimdi eskisini nasıl gördüğünü merak ediyorum: "Kesinlikle kariyerimiz dahilinde bir kilometre taşıydı." diyor. "'Enemy Of God' sonrası atılacak mantıklı adım da 'Hordes Of Chaos' idi. Eski usul (oldschool) bir yaklaşımla ikisi arasında katedilen yol bizi buraya çıkardı." İşin ilginci plak olsun, CD olsun, basılı müzik satışlarının her sanatçı ve grup için düşüşte olduğu şu çağımızda "Enemy Of God" gelmiş geçmiş en çok satan Kreator albümü olmuş. Söz buraya gelmişken onun kendi favorisini de soruyorum, bakalım "...albümlerimi ayıramam, hepsi çocuğum gibidir, hebele hübele..." şeklinde çamura yatacak mı? Bravo, "Bunu cevaplamak zor." dese de, yatmıyor. En sevdiği Kreator albümü "Coma Of Souls". Aferim Mille'ye; benim de öyle çünkü :) ÖNCEKİLERİ SAYMAYIZ, GENE BEKLERİZ E haliyle Türkiye ziyareti bekliyoruz en sevdiğimiz Alman ekibinden. Var mı öyle bir ihtimal Mille kardeş? "Evet, kesinlikle! Bunun üzerinde çalışıyoruz." oluyor cevabı. Güzel, peki geçen gelişlerinde ne oldu da İzmir konserine çıkmadılar veya çıkamadılar; birinci ağızdan öğrenelim dediğimde biraz ketumca geçiştiriyor: "Güvenlik gerekçeleri..." aldığım cevabın tamamı. Ne bu böyle, Bush'un Irak işgalinin gerekçesi gibi? Her neyse, geçmişe mazi geleceğe niyazi diyerek önümüzdeki konserlere bakıyoruz. Mille de burada gördüğü ilgiden memnun: "Türkiye konser vermeyi en çok sevdiğimiz ülkelerden biri." diyor. "Türk hayranlarımız çok vahşiler." Klişe övgüler bunlar ama ne desin yılda kim bilir kaç röportaj veren adamcağız, sağolsun eksik olmasın gene de. "Hordes Of Chaos"u dinleyerek tuşa aldığım şu son satırlarda size Kreator ve thrash'in mana ve ehemmiyetinden bahsedecektim ama bunun için başka sayfalarımız var bu sayıda. Orada görüşürüz. Röportaj: Özgür Öğret |