Kendilerini Black Metal olarak adlandırmıyorlar. Vokalini duyanın hemen bu etiketi yapıştırması mümkün ama Çağrı "Black Metal kavramlarının hiç biri yok. Ölüm mesela bir Death Metal konsepti. Satanizm yok, başka bir din yok. Metal grubu dersek her şeyi tanımlıyor aslında" diye durumu özetliyor. Ominous Grief'in en ilginç yanlarından biri, 'NIR' albümünün aslında grubun en eski dönemini yansıtıyor olması. Şu anda beş albüme yetecek kadar materyalleri mevcut ve bunlar aynı tarzda da değil. İlk albümünü yeni yayınlamış bir grubun ilerisini bu derece görüyor ve planlamış olması alışılmadık bir durum. Çağrı bu durumu şöyle açıklıyor: "Biz bu albümü 2007'de yaptık sanıyorlar ama aslında 1998'de yaptık. Albümdeki son parça grubun ürettiği ikinci beste mesela. Albümün açılış parçasını Cüneyt askerde yaptı 2000'de. En yenisi 2002 tarihli 'Dust'. 2004 yılında bir sürü şarkı oldu, hepsini kaydedelim dedik, şu anda yeni müzik yapmaya takatimiz kalmadı. Önce eldeki materyali değerlendirmek istiyoruz. İkinci albüm çok farklı olacak. Bu albümde çok farklı bir şey yapmıyoruz, daha farklı arayışlar bundan sonraki albümlerde olacak. Belki ikişer ikişer çıkacak bu albümler. Avrupa'nın ilgisini üçüncü albümde çekeriz diye düşünüyorum."
GRUBUN KONSEPTİ
Albümün ölü bir adamın tecrübeleri üzerine olduğundan laf açıyorum, Çağrı yanlışımı düzeltiyor:
"Bir değil bir kaç adam var. Kimi yeni ölmüş, ne olduğunu anlayamamış. Kimi asırlar önce ölmüş, hala oralarda geziniyor. Biz albümü zaten öyle düşündük: Soğuk eller ve nefesler ölümün dünyasında dostunuz olmaya çalışır, o yüzden yalnız kalmayı çok istersiniz demiştik. Onların korkularını anlatıyor. Zamansız bir mekanda kalmışlığı. Onların anılarını anlatıyoruz bazen, 'Cloaked ın Mystery'de olduğu gibi. Ölüm ve sonrası sadece bu albümün değil, Ominous Grief'in konsepti."
HEDEF DÜNYA!
Yazının devamını okumak için abone olmanız gerekir. BlueJean-Headbang Dergilerindeki şifre ile abone olabilirsiniz.
|